Temel olarak kas iskelet sistemini ve onun sorunlarını inceleyen cerrahi bir bilim dalıdır; vücudun hareket sisteminin morfolojisini ve işlevini değiştiren doğumsal, sonradan edinilmiş ya da travma sonucu oluşan lezyonları incelemeye, önlemeye ve tedavi etmeye yönelik tıp uzmanlık dalıdır. Tıp biliminde teknolojinin gelişmesiyle birlikte dünyada olduğu gibi Türkiye‘de de son 20 senede total eklem protezi uygulaması giderek artmaktadır. En çok uygulanan kalça ve diz protezlerinden oldukça başarılı sonuçlar alınmaktadır. İstirahat, ilaçlar, fizik tedavi yöntemleri, baston kullanımı ve eklem içi enjeksiyonlar gibi tedavi yöntemleri uygulanmış olmasına rağmen ağrıları kontrol edilemeyen; yürüme, merdiven çıkma gibi günlük yaşam aktiviteleri ileri derecede kısıtlanmış ve eklem kıkırdağında ileri harabiyet olan hastalara total eklem protezi uygulanmalıdır. Eklemdeki kıkırdak kaybı eklem yüzeylerinin aşınmasına neden olur. Bu da ağrı verir ve hareket kaybına yol açar. Hasta yürümekte ve diğer günlük faaliyetleri yapmakta zorlanır. Eklem protezi ameliyatları; eklem kireçlenmesi, diz ve kalça eklemi yüzeylerindeki bozulmanın sonucunda oluşan ağrı ve hareket kısıtlılığı gibi şikayetlerin giderilmesinde aşınıp iş göremez hale gelen eklemlerin tekrar hareketlilik ve ağrısız fonksiyon kazanmasını sağlayan girişimlerdir. Eklem protezi sayesinde yürüme ve işlev becerisi yeniden kazanıldığından, hastanın zindelik durumu ve yaşam kalitesi gelişmektedir. Yaşam süresinin uzaması ve ileri yaştaki nüfusun artışına paralel olarak her geçen gün total diz ve kalça protezi yapılan hasta sayısı artmaktadır. Bu ameliyatların yapılamadığı yıllarda şiddetli ağrı ve hareket kısıtlılığı nedeniyle hastaların hareket özgürlükleri ileri derecede kısıtlanırdı. Günümüzde, başarılı uygulanan total eklem protezleri ile bu hedeflere çok büyük oranda ulaşılmaktadır.
Bazı hastalar yeterli bilgilendirme olmadığından protez cerrahisi gibi bir tedavinin olduğundan dahi habersizdir. Protez cerrahisi ortopedinin en üst düzey ameliyat grubundan biridir. Nitelikli hekimler tarafından yapılması şartıyla tüm hastaların %98'inde günümüz modern cerrahi tekniği ve protezleri ile protez ömrü 20-25 yıla çıkmıştır. Genel olarak eklem protezi uygun koşullarda yapıldığında 20 yıl civarında tamamen ağrısız ve eklem fonksiyonlarının tam olduğu bir yaşam süresi elde edilir. Günümüzde, çok sayıda insan spor yaparken yaralandığı için ortopedi kliniklerine başvurmaktadır. Spor yaralanmaları sadece profesyonel sporcularda değil, hobi olarak spor yapan insanlarda da görülebilmekte ve hatta günlük aktiviteler sırasında bile ortaya çıkabilmektedir. En fazla görülen diz spor yaralanmaları; osteokondral lezyonlar, menisküs yırtıkları, ön çapraz bağ yırtıkları ve nadir görülse de diz ekleminin çıkık ve kırıklarıdır. Menisküsler, “C” şeklinde, kıkırdak yapıda oluşumlardır. Her dizin içerisinde, iç ve dış tarafta olmak üzere iki tane vardır. Diz ekleminin yük taşımasına yardım eder ve hareketlerin düzenli olmasını sağlar. Dizin en fazla yaralanmaya uğrayan kısmı menisküslerdir.
Gençlerde ve ileri yaştaki bireylerde menisküs yırtıklarının oluş şekli farklıdır. Gençlerde, menisküsün yırtılması için ciddi bir travma gerekir. Bu genellikle sabit ayak üzerinde dönme hareketi sırasında oluşur. Futbol, basketbol, kayak gibi sporlarda oluşan yırtıklar buna örnektir. Özellikle futbol gibi temas sporları yapanlarda, dizin ani dönmesi, bükülmesi veya zorlanması esnasında yırtılır. Gençlerde ön çapraz bağ yırtığı gibi ek yaralanmalarla birlikte olabilir. Yıllar geçtikçe menisküsler sağlamlık ve esnekliklerini kaybederek “dejenere” olurlar. Dejenere menisküsler çok daha kolay yırtılabilirler. Daha yaşlı kimselerde ise herhangi bir travma olmadan da, kıkırdak yapının bozulması sonucu basit bir çömelme veya halıya takılma ile menisküsler kolaylıkla yırtılabilir. Menisküs yırtıkları oluşurken hastalar genellikle ani bir ağrı batma ya da yırtılma hissederler. Menisküs yırtıklarında diz içinde şişlik, ağrı, kilitlenme, eklem çizgisinde hassasiyet, eklemde sıvı toplanması(şişlik) ve aktivite kısıtlanması görülür. Menisküs yırtıkları yerine ve tipine bağlı olarak, erken dönemde saptanırsa, tamir edilir. Tedavi edilmezse, yırtık menisküs parçası eklemde takılmalara, kilitlenmelere sebep olur. Menisküs yırtığı şüphesi varsa, bir ortopedi uzmanına gitmek gerekir. Aksi durumda, yırtık olan kısım artroskopik yöntemle çıkarılır. Gençlerde menisküs yırtıklarının tedavisi çoğunlukla cerrahidir. Çok nadir görülen ve tam kat olmayan bazı küçük yırtıklar dışında menisküslerin kendiliğinden iyileşme yeteneği yoktur. Belirgin yakınmaları olan hastalarda cerrahi müdahale ile menisküs yırtığı onarılmaya çalışılır, eğer yırtık onarıma uygun değilse yırtık olan kısım çıkartılır. Tedavi için seçilen merkez ortopedi konusunda özelleşmiş olmalıdır. Yolunda giden bir ameliyatı her ortopedist başarıyla sonlandırır, ancak ameliyat esnasında bir komplikasyon geliştiğinde ortopedistin deneyimi çok önemlidir. Ortopedi ameliyatının başarılı ve deneyimli bir ortopedist tarafından yapılması kadar ameliyathane ve ameliyat sonrası bakım hizmetleri de çok önemlidir. Seçilen merkez en üst düzeyde teknolojik ekipmanlarla, modern bir ortamda ve fazla sayıda vaka yapılabilecek şekilde tasarlanmış olmalıdır. Vaka sayısı fazla olan bir tesis, sistemin bu prosedürlerde uzmanlaştığını gösterir. Türkiye'de modern ortopedi ve travmatolojide geçerli tüm tanı ve tedavi yöntemlerinin uygulandığı, ortopedi ve travmatoloji konusunda lider olma özelliğini koruyabilen, sadece tedavi hizmetlerinde değil, Türk ve dünya tıbbına önemli katkıları olan kuruluşlar mevcuttur.